12 Ağustos 2010 Perşembe

yirmi günlük yazı..

sevgili günlük;

sana yaklaşık yirmi gündür bi şeyler çiziktirmiyorum.. işim mi vardı? hayır!! tatile mi çıktım? gene hayır!!! peki neden yazmıyordum..sanırım aşırı sıcaklar yüzünden içimdeki yazma isteği de buharlaşıp gitmişti.. beyni alınmış öküsler gibi işime gidip geliyor bi günlük tuttuğum zerre aklıma gelmiyordu..neyse ki bi ara günlük tuttuğum aklıma geldi de bişiler yazayım dedim kendi kendime..

hafızamı şöyle bir search ettim ve bu yirmi günlük zaman dilimi içinde en önemli olay yaklaşık iki buçuk senedir görmediğim eski bi arkadaşımla buluşmuş olmamdı...

internette amaçsızca dolaşıyordum..can sıkıntım had safhaya hatta doruklara ulaşmıştı..facebookta eski arkadaşlarımı arıyor ama bir türlü istediklerimi bulamıyordum..bilinç altımda bi yerlere attığım bi arkadaşım aklıma düçar oldu..onun adını yazdım..birisini buldu...ulan dedim bu teknoloji yoksunu adam olamaz dedim..ama bi umut ekledim..evet oydu..bunun resimlerine yorumlar yapıyordum..bi tanesinde hacı dedim versene emesen adresini ordan muhabbet ederiz dedim..yoq veremem dedi öle herkese vermiyorum dedi..ağzıma ne geliyosa söledim bi sürü de günaha girdim ve yazı olarak cevaben ii lan sen bilirsin..sana sadece hiçbirşey demiyorum die de acaip bi devrik cümle kurdum..

aradan bi zaman geçti bu feysbukun çet kanalına da üye olmuş..add friend olan arkadaşlarımdan birisinin orda olduğunu bana haber verdi..baktım bu hi one..naber lan dedim..ii dedi..nasıl gidiyor dedim..ii dedi i3 le hala şarkı yapıyomusun dedim...aa ulan sen yoqsa felan dedi ve beni tanıdı..hacı dedi hemen emesen adresini ver dedi..sittir lan dedim..ben geçen istedim vermedin dedim..o da hacı seni bi başkası ile karıştırdım dedi..sen ver ben eklerim dedim..verdi hemen ekledim.. emesenden bi müddet muhabbet ettik..bi ton yalaklandı..ben tabi büyüklük bende kalsın dierekten (oysa benden bi yaşta büyük hani) affettim..dedim çık dışarı da bi yerde çay çorba içelim dedim..

bunların evinin oraya gidene kadar hayatımın geçmiş kısmı gözlerimin önünden bi şey şeridi gibi geçti.ney şeridiydi lan o..neyse..bunların evin oraya vardım..köşeden telefon açtım gel die..beş dakika kadar sonra aşşağıdan tinerci ve kapkaçcı karışımı birisi belirdi..yoq lan dedim bu o olamaz..benim rocker arkadaşım olamaz dedim..ama oydu..tanımaz die yanından teğet geçtim..geri döndüm baktım acaba tanıdı mı die..o da bana bakıyor..pis pis de sırıtıyordu..

bayrampaşa meydanda caminin hemen dibinde böle çardaklarla dolu bi çay bahçesi var oraya gittik..kaçak ırak mazotundan hallice iki çay içtik..bu bana bi zamanlar ortak bi arkadaşımız olan ismini vermek istemediğim ama isminin baş harfi sema kod adlı kara kedinin evlendiğini söyledi..hani bi bardağı alırsın..böleee şangııııırrrrrtttt die kırılır ya..hani parçalarını bi araya da getiremezsin hani..benim içimde de öle bişiler kırıldı..ağzımdan hadi ya die bi cümle çıktı..kısmet hacı dedim bana sen lazımsın felan gibi geyiksel cümleler kurdum..

sonra bunla geçmişi kurcalamaya başladık çırçır die bi arkadaşta takılıp kaldık..anlattıkça çay bahçesinde öküsler gibi gülüyorduk..çay bahçesindeki adamlardan birisi geldi..bilader çay da içmiyosunuz sittirin gidin lan dedi..kalktık..adam ardımızdan versenize lan içtiğiniz çayların parasını dedi..verdik ve çıktık..

hacı dedim gel sana bolulu hasan ustadan bi sütlaç ısmarlıyayım..bu yavşak gitti dondurma yedi..birazda orda neyle alakalı olduğunu hala hatırlamadığım ve ne muhabbeti de yaptığımızı bilmediğim şeyler konuştuk...dışarı çıktık şöle tur atarak bunun evinin oraya gidiyorduk..ben bişiler anlatıyordum ama bu sığır beni iplemiyordu bile..evlerinin yakınına gelince hacı dedi ben acaip yorgunum sonra muhabbet ederiz dedi..bende arkamı dönüp hadi ii akşamlar dierek ayrıldık...arkamıza ikimizde bakmıyorduk.. (ben arkamı dönmedim bu yavşağında da dönüp bakmayacağına adım kadar emin olduğum için bu kadar emin yazdım)..

yolda giderken bi zamanlar OT'S olan (orhan-tayfur-sema ) üçlemenin artık sema kod adlı insanın evliliği üzerine OT olarak yaşamına devam edeceğini tahayyül ettim..demekki saman alevi gibi geldiğimiz bu dünyaya OT olarak devam edecektik..

taa ki bi inek bizi yiyene kadar..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder