19 Eylül 2011 Pazartesi

eğitim şart arkadaş..

bugün okullar açıldı.. etraf bir zamanlar takım elbisesiz beyoğluna çıkılmazmış diyerek bizlerin beynini siken yaşlıları sevindirecek cinsten kravat takmış orta okul ve lise talebesi palelerle dolu idi.. en sonunda önlük denen o garip şeyi çıkarıp forma diye daha sikko bişey giyen ilkokul talebelerini de yok saymayalım.. gerçi bugünün en büyük garipliğine büyükşehir belediyesi toplu taşıma araçlarını beleş yaparak gerçekleştirdi ya neyse.. ulan denyo bak yanında çocuk yoksa iste lavuklardan bilet parasını.. yada ne bileyim öğrenci pasosu sor; öğretmen olduğunu belli eden bişeyler sor öyle bedava al araca.. ama yok öyle dememişler gelin bi yarrak var gibi otobüsleri metroları hınca hınç doldurun demişlerde millet de bu çağrıya hiç itiraz etmeden atlamış gibiydi.. bindiğim otobüs o kadar kalabalıktı ki bi ara otobüs şöförü aracı ayakta kullandı.. neyse ben başka bişey anlatacaktım bak nerelere gitti mevzu..

efendim lisedeyiz.. bizim lise meslek lisesi olduğundan öğlen aralarında bi saat ara var.. tabi biz ne yapıyoruz o bir saatte; yemek yiyoruz arkadaşlarla beyin fırtınaları falan gerçekleştirip ülke meselelerine falan kafa yoruyoruz, bilimsel yenilikler hakkında fikir teatileri falan gerçekleştiriyoruz.. yok lan şaka amına koyim hangi lisede böyle bişey varsa onların ben yalanlarına uçayım.. tabiki okulun en kral öğrencileri olarak bi de alt sınıfları döverek okulun en güzel bahçesinde hayvanlar gibi futbol müsabakaları çeviriyoruz.. o zamanlar messi falan da yok nerde sığır adam var onlar idollerimiz.. işte şunun gibi vurdum bunun gibi ortaladım şöyle gol attım la avutuyoruz kendimizi..

yine böyle bir günün terkisinde ana bahçede adına futbol denen bişey oynuyoruz yada biz öyle sanıyoruz.. bizi gören kimse bize yanaşmıyor bile.. maçın en heyecanlı dakikaları berabere sürüyor maç.. sanki italya ispanya final maçı gibi.. kemik sesleri falan yükseliyor.. orta sahada top ayağıma geldi.. artık o esnada aklıma orta sahadan golleriyle beyinlerimize pelesenk olmuş goygoçeya mı haci mi artık hangisi geldiyse abandım ben topa.. top süzülmeye başladı bende bir gurur.. biraz sonra top gereğinden fazla yükselmeye başladı.. aldığı eğim gittiği yerin koordinatları yüzünden bendeki gurur birden tırsmaya döndü.. ve o ibne top gitti o kadar cam dururken caminin camını kırdı.. evet bizim okulun duvarlarından birisi de camiye bakıyordu.. şangırt diye ben camı kırdığımda cemaat öğle namazını idrak ediyormuş.. bunu okulu bastıklarında tamamen idrak ettim.. düşen camlardan biri cemaatten birinin kafasına düşüp yarmış adamın kafasını.. cemaat kelle ister gibi basınca bende ki tırsmanın doruklarını varın siz düşünün.. tek sevindiğim topu da yanlarında getirmiş olduğu idi.. birde durduk yere top parası girmesin diye düşünüyorum falan.. müdür yardımcısı cemaati sakinleştirdi falan yolladı onları.. kimse de ispiyonlamadı beni.. sınıfa gittim.. beş dakika sonra nöbetçi öğrenci geldi.. orhan seni idareden çağırıyorlar gel diye.. n'oldu lan diyorum böyle malı oynar gibi ama tüm okulun tabi anında haberi olmuş.. bilmiyomusun lan göt camı kırdın ya ondan çağırıyolar dedi.. vaaaay dedim böyle sanki haklıymışım gibi; hangi yavşak ispiyonladı lan acaba? nöbetçi öğrenci de bizden tabi.. oğlum dedi maç etmek için okulda dövmediğimiz adam kalmadı kesin onlardan biridir diye sohbet koyulaşırken bi baktım müdür yardımcısının kapısındayız.. dedim ahmet bana müsaade toplantım var benim sen şurda bi kenarda bekle diyerek hayvanlığın sınırlarını zorluyorum..

içeri girdim selamun aleykum hccam diyerek gittim koltuğa oturdum.. aleykum selam da sana otur diyen mi oldu evladım dedi hoca.. aman be hocam al koltuğuna mı kaldır der gibi kalktım ordan.. buyrun hocam dedim beni çağırtmışsınız? gerçi dedim çağırtmanıza gerekte yoktu çağırsaydınız da gelirdim dedim.. bende o esnada marimarın sevgilisi eduardo tiripleri görmelisiniz.. hoca dedi oğlum sen bişeyler yapmışsın dedi.. ne yapmışım hocam cam kırdım onu mu diceksiniz dedim.. adam şaşırdı.. o bekliyo ki ben inkar edeyim tipik götlek öğrenciler gibi ağlaşayım valla isteyerek olmadı hocam diyerek zırlayayım.. ee n'olcak dedi bende camı taktırırız hocam dedim.. bi de götün başın oynamasın lan denyo bakışı attım.. iyi tamam dedi.. eve gittim bizim peder beye de kitap alınacak yalanıyla yollandım.. adam oğlunun eğitim hayatı için hiç tereddüt etmeden verdi parayı.. bilmiyo ki oğlu okulda terör estirdi.. haberi olsa götümü keser.. ertesi gün gittim girdim müdür yardımcısının odasına parayı önüne atarsında hoca hoca dersin ya; beni böyle şeylerle uğraştırma camı taktır kalanını da okulun ihtiyaçlarına harca.. tabi öyle desem sikerler beni ama o bakışları pozları kesiyorum.. usulca hocam dedim camın parası biz dedim sözümüzde dururuz kapıdan çıkarken.. orhan diye bağırdı arkamdan iyi de bu para eksik.. hemen boynumu kedi gibi büktüm.. tamam tamam dedi kalanını ben hallederim..

en son okul bittiğinde merdivenlerin camını kırarken debreşmişti duygularım.. bugün okul kıyafetleri giymiş ve mal mal yürüyen veletleri görünce aynı oldum..

eğitim şart..

17 Eylül 2011 Cumartesi

Süleyman Kıldır

Lisedeyim.. En herşeyi bildiğimizi sandığımız yıllar.. Böyle başımızda kavak yelleri falan esiyor.. Dünya desen sikimizde değil.. Enseye tokat göte parmak yaşıyoruz böyle..

Sınıf desen nerde piç nerde yavşak nerde öküz nerde sığır varsa toplanmış bir ahırdan farksız.. Ama delikanlı çocuklar kavga gürültü olsa gözlerini kırpmazlar falan o derece.. Okulun altını üstüne getiriyoruz.. Yanımda Saadettin diye bir arkadaş oturuyor piçlik fırlamalık gırla.. Ağzı laf yapan bi sürü de arkadaş mevcut..

Sınıf öğretmenimiz kimyacı Hatice Sargüney.. Bi gün derste Saadettin kalktı dedi hocam bu ülkede demokrasi var herkes belediye başkanını başbakanını kendi seçiyor biz neden sınıf öğretmenimizi seçmiyoruz.. Hocanın kafasına yatar gibi oldu.. İyi dedi madem ufak kağıtlara istediğiniz hocanın adını yazın eğer uygun görürsem belki yer değiştirebilirim onunla..

Sınıf mevcudu 36.. 3 kişi müdürün ismini yazmış, 8-10 kişi hocam sizden memnunuz yazmış, kalanlardan başka başka isimler falan.. Peki biz piç 8 kişi ne yazdı dersiniz? Hademe Süleyman Kıldır.. Bir tane yavşakta Sülo Kılçık yazmış.. Hoca açıyor kağıtları birer birer böyle suratının rengi bukalemun gibi renkten renge giriyor.. Ayırdı bizim yazdıklarımızı sonra da ağlayarak sınıfı terketti.. Bizde tarifi imkansız bi gurur var tabi.. İki ders sonra müdür geldi.. Çocuklar dedi kağıt kalem çıkarın dediklerimi yazın.. Hiç farkında değiliz malak gibi ne derse yazıyoruz.. Tamam dedi isimlerimizi yazdırdı hiç birşey demeden çekti gitti.. İki ders sonra elinde kağıtlar yine geldi.. Böyle gözümüze gözümüze sokarak dedi hocanıza yaptığınız terbiyesizliği gelin kabullenin yoksa yazı karakterlerinizden tespit ettirip büyük bir ceza almanızı sağlarım.. Denyo gibi gittik müdürün odasına.. Herkes dedi kağıtlarını bulsun arkasına isimlerini yazsın.. Şimdilik affedicem ama ilerde bu isimlerden biri karşıma gelirse bu konuyu tekrar açıcam.. Bizim göt terden sırılsıklam olmuş; aman hocam bokunuzu yiyim pedere bişey demeyinde olmazsa teker teker verelim size haleti ruhiyesindeyiz.. Herkes kağıtlarını buldu.. Bi tek Ersan bulamıyor kağıdını.. Hocam dedi benim kağıdım yok.. Oğlum eminmisin.. Evet hocam valla yok bende yazmıştım.. Bak bakalım sağa sola aşşağı düşmüş olmasın.. Ersan domaldı yerde köpek gibi kağıt arıyor.. Biz öyle sanıyoruz tabi.. Meğer piç müdür sağa bakarken kağıdı yere atmış eğilincede aldı cebine koydu.. Sonra da yeminler içip hocam valla billa yok dedi.. Onun da adını not aldı hoca ama Ersan delili çoktan ortadan kaldırmıştı..

O gün acaip dersler öğrendik.. Demokrasiyi, bir müdürün ne kadar göt olabileceğini, bir öğrencinin her zaman daha zeki olduğunu falan.. O günden sonra hoca bize öyle pis pis baktı ki yani ben şahsen gözünden ateş falan çıkarır diye çok bekledim.. Kadın bide kimyager ulan bu şimdi doğal yollardan kezzap falan üretir atar üzerimize diye de tırsmadım değil..

Bu arada; bize her zaman babalık yapan hademe Süleyman Abi'den de özür dilemek isterim.. Adamın adını kullanıp okulda küçük çaplı bir olay çıkardığımız için..