9 Ekim 2011 Pazar

herşeyi bilmek

tüm hayatımız herşeyi en iyi bildiğimizi sandığımız zamanlarda mahfoldu.. ama biz bilmekten ve insanlara akıl vermekten hiçbir zaman geri durmadık.. kendi hayatımızı bok etmemiş gibi başkalarınında hayallerine hayatlarına müdahele ettik.. şunu yapma bununla konuşma gibi saçma sapan ve kişinin kendine ait olan haklarını gasp edip durduk.. ve bunları ne için yaptık sizce.. özgürlük için.. en büyük özgürlüğün esaret olduğunu göz ardı ederek.. en iyiyi en doğruyu en herşeyi bir tek biz biliyorduk çünkü.. bizim için en doğruyu seçmeye çabalayan ebeveynlerimize isyanlar edip sonra başkalarını özgürleştirme adına başkalarını köleleştirdik.. şuan bile bende buram buram her boku biliyorum havası oluştu.. ve yazı ilerledikçe bunu daha da içime sindireceğimden hiç kuşkum yok.. 


herşey hakkında fikir sahibi olanlara ufak bir hatırlatma olsun benden.. ''iyi ki varsın diyenler hayatımızdan hep ilk çıkanlardır'' bu bilgi bile insanı haltetmeye yetecek kadar gücü kendisinde taşısa da insan fıtratı itibariyle asla vazgeçmeyeceğini ve kendi hayal kırıklarını başka bedenler üzerinde deneyeceğini sanan garip bir yaratıktır.. 


kim bilir kaç hayatın içine ettiniz ufacık bir lafınızla.. kaç kişinin içine kuşku tohumlarını ektiniz.. kaç insana ezber bozdurdunuz.. hayatın her safhasında acaba kaç insana kendi doğrularınızı zorla kabullendirmeye çabaladınız.. yırtındınız, sinirlendiniz, en çok sevdiğinize yumruk atmak istediniz sizinle aynı düşünmüyor diye.. en garibi de özgürlük safsatalarıyla kaç insanın istediği gibi düşünmesine mani oldunuz.. 


ülkem öyle garip bir yer ki ''ben Allah'a inanmıyorum'' diyeni bağrına basarken onun yarattığı canlılara laf söyletmiyor.. ve kendi kafasında kurduğu özgürlük anlayışında istediği herkese hakaret etmeyi küfretmeyi mübah sayıyor.. eski zamanlarda gazetelerde edebiyatı çok güçlü insanlar yazılar yazardı.. bir çok insan onların yazılarını saklar hatta bir çoğu okullarda ders olarak öğrencilere sunulurdu.. şimdilerde patronlarının çıkarları doğrultusunda yazılan Türkçe'nin hiçbir ahengini taşımayan ve sözüm ona yabancı kelimelerle süslenince daha kültürlü olduğuna inanılan yazılar var.. ve öyle bir cehalet kaplamış ki etrafı o gazete köşelerinde yazılanları televizyonda gösterilenleri araştırmadan soruşturmadan tam itaatle kabullenen bir kalabalıklar oluşturuldu.. bu ülkenin geçmişiyle alakalı sorgulanması gereken o kadar şey varken hep kendi köhne bilgilerimizin kutsal olduğuna inandık durduk.. sevdiklerimizin hep doğru yaptığına inanıp sevmediklerimizin doğru yaptıklarına karşı durmayı amaç ve vazife gördük kendimize.. ve bunları hep herşeyi bildiğimizi sandığımız zamanlarda yaptık.. 


edebiyatı karşısında saygı ile eğildiğim nazım hikmet'in bu ülkeden kaçmak zorunda olduğunu, cumhuriyeti yıkıp yerine rusyadaki gibi bir komunizm getirmeye çalışılan bir oluşumda olduğunu, rusyaya kaçtığında Atatürk aleyhine yazılar yazdığını, bu sebeple dönemin Cumhuriyet gazetesinde nazım hikmet için büyük puntolarla resmini gördüğünüz yerde TÜKÜRÜN yazdığını, lenin'e övgüler düzdüğü yazılarını eminim çoğunuz bilmiyorsunuz.. hatta şuan siktir lan yavşak yok böyle birşey dediğinizi duyar gibiyim.. olsun canınız sağolsun.. 


bunları birşeyler biliyorum diye anlatmıyorum.. sadece siz ne kadar bilirseniz bilin sizden her zaman daha fazla bilenlerin olabileceğini göstermek için yazıyorum.. sadece ben ve benim gibi düşünenler kalsın geri kalanlar siktirsin gitsin felsefesini bir an önce terketmezsek 30 senedir süren terör belasından da kurtulamayız.. bu ülke de herkesin bildiği ama mevzusu açıldığında aptalı oynadığı binlerce hadiselerle dolu.. 


bu yüzden bu herşeyi biliyorum belasından bir an önce kurtulun.. bir arkadaşın ateist olabilir, bir arkadaşın gay olabilir, bir arkadaşın lezbiyen olabilir, bir arkadaşın islami hayatı kendisine benimseyebilir.. sen bunlardan biri değilsin diye onları dışlama hakkına sahip değilsin.. 


Hz.İbrahim ömründe hiç tek başına yemek yememiş hep sofrasına birisini misafir etmiş bir peygamber olarak nam saldığı için bir gün kapısına bir putperest gelir ve yemek talep eder.. Hz.İbrahim Allah'a inanması karşılığında ona yemek vereceğini söyleyince putperest bunu reddeder.. Ve Hz.İbrahim'e vahiy gelir.. ''Ey İbrahim biz ömrü boyunca bizden başkasını rab kabul eden birisini rızıksız bırakmazken sen hangi hakla bunu yaparsın'' 


Allah'ın peygamberine dahi müsaade etmediği şeyleri siz kendinize görev belleyip yapmaktan vazgeçin.. insanları yaftalamayı sınıflandırmayı onların maddi durumları sebebiyle saygıdeğer kişiler sınıfına koymaktan vazgeçin.. bırakın insanları ne yapmak istiyorlarsa yapsınlar.. hesabını verecek onlar.. eğer savunduğunuz şeyin doğru olduğuna inanıyorsanız.. 


herşeyi bilmek bir hastalıktır.. ve sadece kendisine değil etrafına da zarar vermekten başka hiçbir işe yaramaz..