15 Ağustos 2013 Perşembe

karışma!

evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ben ninemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken zamanın birinde bir padişah ve veziri tebdil-i kıyafet halkın arasına karışmış.. halkın derdi sıkıntısı neyse bizzat kendileri öğrenme gayretindelermiş.. dere tepe ova yayla demeden her yanı karış karış gezmiş nerde kim denk gelse derdini çaktırmadan sorup sohbet etmişler.. 

vezir tarlada bi başına çalışan yaşlı bir adamı göstermiş padişaha.. gitmişler yanına.. selamlar sabahlar derken padişah demiş amca bizi misafir edermisin uzun yoldan geldik.. adam işini gücünü bırakıp almış padişahla veziri evine misafir etmiş.. padişah evi kolaçan etmiş.. eski püskü harabe gibi bi yer.. açmısınız demeden yaşlı adam evinde ne varsa koymuş padişahla vezirin önüne.. padişah adama bakıp iyi de amcacım seni hem işinden alı koyduk hemde bize elindeki avucundaki son yemekleri veriyorsun diyince yaşlı adam padişaha bir tokat yapıştırıp karışma ev sahibinin işine demiş.. 

aradan günler geçmiş padişah yediği tokadı düşünmekten başka iş yapamaz olmuş.. çağırmış veziri.. demiş vezir bul bir çare de koskoca cihan padişahı öyle altta kalmasın.. vezir düşünmüş taşınmış biraz da kaşınmış 3-4 gün sonra padişahım buldum diyerek çıkmış padişahın huzuruna başlamış anlatmaya.. vezir padişahım sarayda bir yemek tertip edeceğiz yemeğe yaşlı adamı da çağıracağız.. sofraya öyle tabaklar koyacağız ki görenler hayret edecek, siz herkesten hızlıca yemeği bitirip o çok nadide tabakları camdan aşşağı atacaksınız.. yaşlı adam da fakir olduğu için durun ne yapıyorsunuz atılır mı o tabaklar diyecek sizde karışma ev sahibin işine diyerek basacaksınız tokadı.. fikir padişahın çok hoşuna gitmiş.. hemen bir yemek tertip edilip yaşlı adam davet edilmiş.. padişah vezirin dediği gibi yemeğini hızlıca bitirip başlamış kristal tabakları camdan aşşağı atmaya.. yaşlı adam kafasını şöyle bir kaldırmış sonra sesini çıkarmadan yemeğine devam etmiş.. vezir bakmış adamdan ses çıkmayacak yanaşmış yaşlı adamın yanına.. görmüyor musun padişah çok değerli kristal tabakları camdan atıyor bişeyler söylesene demiş.. adam dönmüş bir tokat da vezire patlatmış ve şöyle demiş "karışma ev sahibinin işine"

bu hikayeyi şu sebepten anlattım.. hepimiz dünyada misafiriz.. inanıyorum diyenler ev sahibinin işine karışmayı bıraksınlar.. inanmıyorum diyenlere de lokman hekim'in oğluna söylediği şu sözü paylaşmak isterim.. 

"ölüme inanmıyorsan uyuma, ölümden sonrasına inanmıyorsan uyanma da göreyim"