12 Ağustos 2010 Perşembe

birkaç günlük yazı 2. kısım

sevgili günlük;

en son dışarı çıkıyorum dedim ya sana evet çıktım..her yan günlük güneşlikti..üzerime bi t shirt altımada bi kargo pantolon çektim çıktım dışarı..kendimi kasa kasa yürüyorum..hoş kime kasıyorsam kendimi.. mahallede kız mız kalmamıştı..yeni bi bina yapıldı mahalleye dev yarasa bişi..umudum vardı o binadan ama orasıda tırt çıktı..neyse köşe başına kadar gelebildim..beni ferit yakaladı..gel illa assagi inelim bilardoda sıra yoksa oynayalım dedi..iyi dedim indik..(indik diyorum hani biz dağda yaşamıyoruz kot farkından dolayı biraz aşşağıda kalıyor)..

4 tane masada 9 ar kişi sıra vardı..bu demek oluyordu ki 36 kişi sıra bekliyordu..iki kişi oynadıklarını da göz önüne alırsak tam 72 kişi oyun oynamanın derdindeydi..vay anasını sayın seyirciler dedim ve kenarda abimin oyun oynadığı masaya yumuldum..beleşten bi iki çay içtim..sıra gelmeyeceğini bildiğimizden çıktık dışarı..geldik mahalleye geri..mahallede bi şenlik havası vardı..nedeni selçuk adlı arkadaşım evleniyormuş koşturmaca ondanmış..vay anasını dedim içimden..bu mevsimde evlenilirmi..ben yatakta bi başıma buhranlara giriyorum sıcaktan adam artık iki kişi olacaktı..düşünmesi bile beni terletti...

köşede bi kalabalıklaşma oldu..zibidi tayfasından temelhan,emre,ibo,aşkın,ilhan ve ismini hatırlamadığım bi kaç kişi vardı..temelhanla ben sazı elimize almış bi o bi ben aşıklar gibi atışıyoduk..emrede ağzıyla saz sesi çıkarıyordu..espiriler fıkralar havada uçuşuyordu..öküs gibi gülüyorduk..o esnada sonat geldi..hacı dedi gel senle gaziosmanpaşaya çıkalım bişiler bakalım dedi..ii tamam dedim yol üzerinde bi güveççiye sokup iki güveç ısmarlattım zorla..

gittik gaziosmanpaşaya yer gök insandı..anneler günü münasebetiyle bu kadar kalabalık vardı die düşündüm..ama kalabalığı gördüğümde bu insanların dertleri elleri öpülesi annelerine hediye almak değil serseri mayın gibi gezmek olduğunu anladım..millet bayramlıklarını giymiş gibiydi..herkeste bi alım bi çalım..bi fiyaka..ne oluyo nen dedim..biraz dolaştık sonra geri dönmeye karar verdik..mahalleye geri geldik..

ferit bi araba ayarlamıştı hacı dedi gel bi gidelim şu düğünde bi görünelim dedi..iyi dedim gittik..en arka masaya oturduk..kadir inanır gibi etrafa rol kesiyordum..ağır abi havalarında..bizi zerre ipleyende yoktu hani..dedim kalk gidelim ferit..kalktık..dışarı çıkarkende bizi ipleyen yoktu..sadece mahalleden bi arkadaş gördü..gidiyormusunuz dedi..evet dedik ve çıktık..

mahalleye yine gelmiştik..sokak terkedilmiş vahşi batı kasabaları gibiydi..öyle uzun uzun boş sokağa baktım..sonra üşüdüğümü farkettim..hava soğumuştu..eve gitmem gerektiğiyle alakalı beynime bi komut geldi..beynimde ayaklarıma koş dedi..koşarak eve gittim..

ve yeni bi günün; bana yeni şeyler öğretmesi için bilgisayarımın karşısında amors durup zamanın akmasını seyre koyuldum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder