7 Haziran 2013 Cuma

Kızılkayalar

bugün Taksim'deydim.. tüm sokaklarda pütürlü duvarlara Türk dil kurumuna inat bir Türkçe ile yazılmış yazılar vardı bolca.. içeriklerinin ne oldukları önemli değil.. meydan panayırdan farksızdı.. mangalda çay demleyenler, muhabbet edenler, meydanda turlayanlar falan görüntü günler önce biber gazına bulanmış o meydanın kötü görüntüsünün aksine güzeldi.. bir tek Atatürk heykelinin bayraklarla donatılması olmamış gibiydi.. 

sonra her Taksim'e çıktığımda gittiğim Kızılkayalar'a yöneldim.. önüne geldiğimde şok olmuştum.. kapalıydı ve kapısında bir bilgilendirme yazısı vardı.. twitter'da karşılaştığım, Kızılkayalar'ın sahibi facebook hesabında şöyle şöyle şeyler yazdı hem eylemci kardeşlerimize kapılarını da açmadı haberlerini görünce bir trolleme olduğunu düşünüp çok umursamamıştım.. bugün karşılaştığım manzara karşısında çok sinirlendim.. 5 metre karelik bir dükkana kim nasıl sığacaktı acaba diye düşündüm.. civarda yüzlerce kalbur üstü dükkan varken eylemcilerin orayı seçmesi o insanların da kapılarını kapatması bana epey mantıksız geldi.. o kadar yerin içinde burger king'ler, özsütler vesair yemek dükkanları açık ve ağzına kadar dolu iken Kızılkayalar'ın kapalı olması, o insanları dükkanlarını kapatmaya zorlanan süreci düşünüp uzun uzun buna alet olan herkesi lanetledim.. velev ki Kızılkayalar'ın sahibi facebook hesabından iddia edildiği şeyleri yazmış olsun -ki kapıya asılan ilanda böyle bir şeyin olmadığı yazılıydı- orda özgürlüğü için olduğunu iddia ederek devlete baş kaldırmış kişilerin başka birisinin özgürlüğünü kısıtlamasını anlayamadım, kabul edemedim.. eylem ruhu içindeki sizlere soruyorum; sizi düşünceniz yüzünden biber gazına bulayanları lanetlerken kendinizin düşünceleri yüzünden birilerine baskı kurmak, ekmeğini kazandığı yeri kapatmaya zorlamak nasıl bir hak aramadır?

Kızılkayalar ile hiçbir bağım yok.. adamları tanımam etmem ama yapılan muameleyi görünce insanlığımdan utandım.. inanamadığım bir manzara ile karşılaştığım için de duygularımı yazmak istedim.. insanlara günlerce twitter hesabımdan doğruluğundan emin olmadığınız şeyleri paylaşmayın diye yazdıkça edilmedik küfür, yaftalama, hakaret ve unfollow kalmadı ama sabrettim.. sonrasında emin olduğum camide içki içildi fotolarının bilinçli bir şekilde iki kesimi karşı karşıya getirmek isteyenlerce hazırlandığını anladım.. kendi fikrine ait olan aleni fotoşoplu fotoğrafları bile ölümüne savunurken, kendi fikri dışındaki fotoğrafları bunlar gerçek değil yiaaa diye reddeden insanları gördüm.. bir fikri çökertmek için o fikre küfredip sonra o fikrin savunucusu insanlardan anlayış ve saygı bekleyen insanlara şahit oldum.. akıl tutulması yaşayan insanlara rağmen hep bi şeylere karşı umut taşıdım ama Kızılkayalar gibi ufacık bir müessesenin (ki geliri belki birçok büyük firmadan fazla da olabilir, banane) hedef tahtasına oturtulması ile tüm umutlarımı naftalinleyip rafa kaldırdım.. 

şunu asla unutmayın; kimse sizinle aynı düşünmek zorunda değil.. insanları farklı düşünüyorlar diye yargılamayın, aşağılamayın, hakaret içeren sözlerle insanların önüne atarak linç yapılmasında rol oynamayın.. yaptıklarınız bir çocuğun başka bir çocuğu "benim annem senin anneni kerhanede görmüş" suçlamasından öteye gitmez.. şuurunuzu yitirmemeniz temennileriyle inandığınız davaya zarar getirecek her oluşumdan uzak durmanızı dilerim.. bu sizi haklıyken haksız bir konuma taşır ki bununda açıklamasını bir ömür boyu kimseye inandıramazsınız.. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder