13 Mayıs 2013 Pazartesi

o kadar mutluyum ki; her an cinayet işleyebilirim

öyle güzel başlamıştı ki herşey.. etraf annelere adanmış sevgi mesajlarıyla kaplanmıştı, kötü olan bir şeyin kendine yer bulması neredeyse imkansızdı.. neden olmasın ki anneler günüydü bugün.. annesi olmayanların yüreklerine el bombası bırakırcasına kapitalizm kurbanı mesajlar, hediyeler falan da vardı halbuki.. buna rağmen kimse neşesinden, mutluluğundan ödün vermedi.. hem akşam derbi maçı vardı Fenerbahçe ile Galatasaray'ın.. resital gibi bir gündü adeta.. annelerin elleri öpülüp hayır duaları alındıktan sonra akşam da maç izlenecekti.. en yakın arkadaşlara en laf sokan kelimelerle takılınacaktı..

gün tam da tasarlandığı gibi başladı.. hem şampiyon belliydi çok olay çıkmaz diye düşündü herkes.. haftalar önce Fenerbahçe şampiyon Galatasaray'ı alkışlayacak mı acaba gerginliğine rağmen kimse anne sevgisinden yumuşacık olmuş kalplerden kötü birşeyler beklemiyordu.. 

maç başladı goller geldi peşi sıra.. ondan sonra ne olduysa oldu ve sabahdan beri anne sevgisi üzerine methiyeler düzen herkes dünyada bir insanı karşılıksız seven tek varlığa sövmeye başladılar.. gözleri hırs ve egodan kör olmuş futbolcular iyice tahrik ettiler kendilerine şuurlarını yitirmişcesine sevdalı insanları.. şampiyonluğunu bir hafta önce kutlamış Galatasaray'lı futbolcular Fenerbahçe'nin galibiyetine rağmen ve trübünlerin tepki vereceğini bile bile umursamadan deliler gibi eğlendiler stadın ortasında.. yetmedi Fenerbahçe'nin stadının soyunma odasına orta parmağı havada el figürü çizip şampiyon geldik şampiyon gidiyoruz yazdılar bütün futbolcuların imzası eşliğinde.. internet çağında bunun dilden dile ulaşması da zor olmadı.. ve çığırından çıkan herkes daha da alevlenen bir yangın yaktı yüreklerinde.. 

Fenerbahçe galip Galatasaray şampiyon olmuştu.. yani herkes mutluydu.. herkes kendisine göre eğleniyordu.. o esnada insanlığını vestiyerde unutan biri 19 yaşında bir çocuğu umutlarından, anneler gününde bir anneyi de evladından ayırdı.. söz bitti, yazı uçtu, zaman durdu haberi alan herkes için.. buna rağmen bi sebebi vardırcılar, ohh olsuncular da peydahlandı ortalıklarda.. bir gün önce Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde patlayan bombayla ölenler (resmi kaynaklara göre 43 gayri resmi  kaynaklara göre 177 kişi) için kenetlenen o insanlar yine taraflarına geçip birbirlerine sövmeye başladılar.. 

ne olmuştu bize herkes anlamaya çalışıyordu.. nasıl bu hale geldiğimiz hakkında binbir türlü şeyler yazıldı.. Fb, Gs ve Bjk'ta top oynadığı halde aynı evde oturan futbolculardan, bir Trabzonspor maçı sonrası şampiyon olduğu halde dönerken aynı uçakta Ts'lu futbolcular var diye futbolcularının sevinmesine müsaade etmeyen Süleyman Seba gibi başkanlardan, stadı yarı yarıya doldurup ekmeğini suyunu hiç tanımadığı insanlarla paylaşan taraftarlardan nasıl bu hale geldiğimizi sorguladı herkes.. bulunan hiçbir sebep, otobüs durağında bi başına oturan Beşiktaş formalı Mühendis Oktay'ın da, Edirnekapı'da metrobüsten indikten sonra üzerinde Fenerbahçe forması var diye kalbinden bıçaklanıp öldürülen 19 yaşındaki Burak Yıldırım'ın da katledilmesine anlam yükleyemedi.. belki şöyle şöyle olmuştur diye senaryolar üretilmesi bile aklı mantığı şuuru henüz kaybolmamış milyonlarca farklı takıma gönül vermiş futbolseveri tatmin etmedi.. 

mutlu olmaya korkuyorum artık.. insanların mutluluktan cinayet işlemesine sebep olabilecek her sebebi düşünüp, mutlu olmak balmumundan yapılmış kanatlarla güneşe kanat çırpmak gibi bişey diyerek mutluluğu sizlere bırakıyorum.. çünkü ben asla sevinçten çıldırıp birinin gözlerinin içine bakarak kalbine bıçak saplayamam.. 

bu kadar söze rağmen insanların gördüğü tek şey; sevdiklerimizin kesin haklı, sevmediklerimizin kesin suçlu olduğudur..

hayata da size de elveda..

1 yorum: