20 Şubat 2011 Pazar

baykuş tayfun


baykuş desem aklınıza ilk ne gelir? gamsız görüntüsü korkutucu ne idüğü belirsiz bir kuş gelir aklınıza değil mi? ve dersiniz ki bu kuşun amacı nedir bi ağaç dalı üzerinde öyle saatlerce oturup neyi bekler? olayı nedir? oysa baykuş bizim arkadaşlarımız arasında çok değerlidir.. o sadece bir kuş ismi değil arkadaşımız tayfun'a taktığımız bir lakaptır.. kime sorsanız baykuş nedir diye hemen herkes aynı şeyi söyler: Tayfun!

samsun'lu bir ailenin en küçük çocuğuydu ve tek erkek evlattı.. herşey mahallemize taşınmalarıyla başladı.. öyle garip bi mahallemiz vardır ki bizim çok kısa sürede herkesi içimizin en derinliklerine kadar sokar kardeşten öte yapar onun için en acaip kavgalara girer en koyu tartışmalarda dahi satmaz hakkını amaçsızca savunurduk.. zaten mahalle kültürünün olmazsa olmazıdır bu durum.. he unutmadan şahsına münhasır bu kişiliklerin hemen hepsinin de lakapları vardır.. baykuş tayfun, armut serkan, dindini ibo, albay hüso, kuduz gökhan, kırmızı murat, minik ayhan, jay jay uğur, kürdo serkan,çingene ercan ve ben; çene orhan.. ilk aklıma gelenler bunlar.. daha neler ne meziyetler ne şahaneler mevcut ki sormayın gitsin..

hergün gün ışırken, ardımızdan bağıran annelerimizin sesini uzaklaştırdıkça yitiren ve apartman kapısından içeri süzülen hatta sanki başka bir evrene açılan bir kapıymışcasına koştuğumuz o ışık bizi hep aynı yere sürüklerdi.. arasında hiçbir bağ dahi bulunmayan kardeşliğe.. hep aynı yerde toplanırdık.. mahallemizin en prestijli mekanı olan bu yer bize abilerimizden miras kalmıştı.. onlar bi ömür mal gibi beklediler şimdi sıra bizdeydi.. konum olarak hani türkiye için derler ya öyle acaip bir yerdedir ki asya ile avrupa arasında bir köprü vazifesi görür diye.. işte bizim takıldığımız yerde aynen öyle stratejik bir konuma sahipti.. tüm evleri ve bu evlerde yüzüne bakmağa doyamayacağın cilloplukta yaşayan güzel kızları kesebileceğimiz mükemmelliyette bir konuma sahipti.. dört yol ağzıydı ama en güzel yer bizim durduğumuz yerdi.. neler gelmedi ki başımıza o köşede.. adımız serseriye de çıktı ayyaşa da berduşa da.. bir nevi mahallenin güvenlik timiydik de ve bunu bizden başka kimse bilmiyordu.. onlar rahat evlerinde huzurlu bi şekilde uyurken biz dışarıda o köşede soğuktan kırım iti gibi titresek de terketmiyor en nadide sohbetlerimizle şakalarımızla kahkahalarımızla göğü dövüyorduk.. nice trafik kazalarına nice kavgalara nice yangınlara nice hırsızlıklara şahitlik etti o köşe.. hatta bir defasında polis bile basmıştı.. kalabalığa anlam veremediği için..

çingene ercanın attığı yazı turada diki seçip paranın taşın arasına denk gelerek dik durması da, birbirlerine bela okuyan armut serkanla baykuş tayfunun aynı esnada birinin kayıp düşmesi diğerinin kahve kapısına toslaması da, dindini ibonun topa vurduğunda topun saniyelerce elektrik kablolalarının üzerinde durması da, sonra kürt serkanın gelip ağa topu nasıl indirdiniz diye sorması da, doğalgaz mahalleye ilk geldiğinde kazılan çukurlara birbirimizi yakalayıp sırayla atmamız da, 185, 5 dakika, şampiyon gibi oyunları icat etmemiz de, kar yağdığında naylonlara sarılıp kendimizi şuursuzca yerlere atmamız da hep aynı köşede gerçekleşmişti.. sonraları baykuş tayfun ciğerlerinden rahatsızlandı epey hastane uğraşları derken çalışmayan; arkadaşlar arasında otlakçı diye tabir edilen bi çocuk olarak tanınmaya başladı.. ayrıca belirtmeden edemeyeceğim kendisinin mahalle kültürümüzün literatürüne kattığı inanılmaz söz dizeleri bulunmaktadır.. sana sadece hiçbirşey demiyorum, bu atışımı iyi izle heryerde yapmam klasik atışlarımdan biridir, kamyona bak bina kadar (ki burda cidden gördüğü şey bina) ve bunun gibi sürüyle güfte ve bestesi kendisine ait sözler beynimize tecavüzünü sürdürmektedir..

bu kadar şeyi niye anlattım diyebilirsiniz yazıyı hâlâ okumaya devam edenlerdenseniz eğer.. aklıma belki sonraları gelecek hassiktir ya şunu da yazsaydım keşke diyeceğim bir sürü olayın kahramanlarından yada yardmcı oyuncularından ''Baykuş Tayfun'' artık yok.. aramaların en kötüsü geldi bi kaç gün önce.. olum duydun mu baykuş ölmüş dediler.. siktir lan dedim daha pazar günü beraberdik nasıl olur sanki pazar günü beraber olunca ölmüyormuş gibi insanlar.. gece annesine anne ben kötü oluyorum demiş hastaneye yetiştirdiklerinde beynine giden damarlardan birisi patlamış iç kanamadan öldü dediler.. inanamadım.. şaka gibiydi.. pazar günü gülüp eğlenip şakalaşıp birbirimize en aşşağılık cümleleri kuran bizler yıkılmıştık.. onu kahveden sürekli kovdururum diyen çingene ercan daha da kötü durumdaydı.. hatta pazar günü canımız sıkılmış hadi gezelim diyerek dışarı çıkmış mahallemize yakın bir avm'ye giderken de başımızdan bir sürü olay geçmişti.. önce araba çarpıyordu bize sonra akşamın bi vakti başımıza ağaç dalı düşüyordu.. evet evet malın biri ağacın tepesine çıkmış motorlu testereyle ağacı buduyordu ve epeyce büyük bi bölümü tam ayağmızın dibine düştü.. o kadar çok güldük o kadar çok güldük ki arkadaşlardan birisi
ulan başımıza bi iş gelecek dedi.. hatta ayrılırken olum evlere ulaştığınızda herkes çağrı atsın geberip gitmeyin sakın diye de vedalaşmıştık.. tayfun sadece iki gün dayanabilmişti..

bir araya gelip tayfunun salaklıklarını anlatarak gülüyorduk ama artık o yoktu.. sadece dışımız gülüyordu artık.. ve söylendiği gibi..

''en şen kahkahayı içi en çok yananlar atardı..''

tek temennim o gün oturup saatlerce birbirimize takılıp keyifli saatler geçirmiş olmamızdı.. şuan bile gülüp eğlenebiliyoruz.. çünkü inanamıyoruz da ondan.. hatta kendi kendime ulan acaba bu bir yavşaklıkmıdır kardeşimiz ölmüş biz utanmadan arlanmadan gülebiliyoruz.. sonra diyorum ki kendime.. o da ardından ağlamamızı hiç istemezdi..

şimdi tüm kahkahalarımız senin için kardeşim.. mekanın cennet olsun.. ömrüm yettiğince seni unutmamaya gayret edeceğim..

Elveda ''Baykuş Tayfun''

5 yorum:

  1. not: merak edenler olabilir.. ortada başı enteresan bi şekilde güneşle kesişen kişi tayfun.. en sağdaki mavi tişörtlü olan da benim.. ve burası da o meşhur köşe..

    YanıtlaSil
  2. Önce, başın sağolsun, Tayfun'un mekanı cennet olsun, ailesine Allah sabır versin Orhancım.

    Tv'da Geniş Aile dizisine takılırım arada. Böyle sıcacık mahalleler var mı hala diye düşünürüm. İnsanların birbirine sahip çıktığı, arada kavgalaştığı, arada sataştığı ama hep sıcacık ilişkileri olan kişiler... Şimdilerde karşı kapı komşumuzu tanımadığımız biz apartman kullanıcıları için, rüya gibi bir yaşam.
    Yazıyı okumaya başladığımda gözümde canlanan bu harikalık oldu kuzen. Biraz da hayal dünyamın genişliğinden arkaya bir de neşeli bir fon müzik yükledim.
    Sonrasında... müzik sustu, farklı sesler çınladı kulaklarımda. Duymak istemediğimiz, ama kulaklarımızı dibine kadar tıkasakta duymaktan kaçamadığımız o çığlığa, isyana benzeyen ürkütücü, üzücü sesler.
    Bu sesleri çokca duydum yaşamımda, ama sen de beni bilirsin ya, isyan etmedim hiç. Yine tekrarlayayım, isyan farklı, üzülmek çok farklı benim için. Emaneti kimin ne zaman teslim edcğini bilemediğimiz şu dünyada, her ölüm bize yeni dersler yüklüyor, sonraları ne yazık unutuverdiğimiz anlık dersler, şöyle yapmamam gerek, böyle davranmamam gerek... dersleri.
    Ölüm üzerine konuşmayı sevmiyorum çoktandır.
    Yine sessizliğime dönüyorum, nur içinde yatsın Tayfun... nice Tayfun'lar diyerek.

    YanıtlaSil
  3. Bizim mahalle anılarımızda anılarda kaldı be kuzen.. Çok özlüyorum o zamanları ama hafta sonları bi araya geldiğimiz grubumuz hala var çok şükür.. Gene çok gülüp eğleniyoruz ama mahalle olarak değil birey olarak.. Zaten özünde mahalleyi de mahalle yapan mahalleli değil mi?

    O güzel yorumun için teşekkür ederim.. Ama cidden imrenilecek bi mahalle hayatım oldu.. Ve bu sayede kendimi şanslı azınlıklardan sayıyorum.. Ayrıca mahalle yaşamına özlemin varsa Onur Gökşen'in Bizim de Renkli Televizyonumuz vardı isimli kitabını mutlaka oku.. Hem geliri tamamen bağışlaman para ederi güdülmeden yazılmış bi kitap tavsiye ederim..

    YanıtlaSil
  4. Rabbim mekanını cennet etsin Tayfun kardeşim...

    YanıtlaSil
  5. inasan yakını arkadaşı birde genç olınca asla ölümü asla yakıştıramıyo hala biz arkadaşları olarak inanamıyoruz kabullenemiyoruz şaka gibi geliyo herzamanki gibi hafta sonu gelecek toplanacaz gırgır şamata yapacaz bizim çingene garsona şu boşu al burdan dicek yani bizim baykuşu aldemek isticek bunun gibi nice espiriler olacak ve gülecez ama bu sefer çingenenin yanında baykuş olmıcak bi başkası olacak belki gine espiri olacak gülecez ama eskisi gibi gülmicez şunu dicez baykuş olsa ne gülerdik şimdi malesef arkadaşımız yok artık ALLAH cc. mekanını cennet tahsilatı affetsin.. seni unutmıcaz kardeşim... Muammer

    YanıtlaSil